top of page

BABALAR VE OĞULLAR - ROMAN ANALİZ

  • Yazarın fotoğrafı: Muhammet Yasir Tüten
    Muhammet Yasir Tüten
  • 1 Mar 2021
  • 4 dakikada okunur

Çarlık Rusya’sının ünlü yazarlarından bir tanesi olan Turgenyev’in en büyük eseri olarak kabul edebileceğimiz, toprak köleliğinin kaldırılmasından hemen sonra yani 1862 yılında yayımlanmış olan romandır. İlk kez Russkiy Vetnik dergisinde yayımlanmıştır. On dokuzuncu yüzyılın en ses getiren romanlarından bir tanesidir. Net bir olay örgüsüne sahip olmamasına rağmen klasik romanlar arasında yer almayı başarmıştır. Karakterler çoğunlukla eylemleriyle değil fikirleriyle var olmaktadır. Romanın büyük bir bölümünde ana karakter Bazarov özelinde “nihilizm” fikrinin Slavseverlik, muhafazakarlık, aşk ve metafizikle çarpışmasına şahit oluyoruz. Bu özelliğiyle de roman bir ilke öncü olmuştur. Aynı zamanda soylulara karşıt bir düşünceyi belirgin bir hale getirerek Bolşevik İhtilali’ne giden sürecin fitilini ateşlemiştir.


Arkadiy Kirsanov, üniversite öğrenimini tamamlar ve okul bittikten sonra babasının çiftliğine ziyarete gider. Yanında kendiyle birlikte arkadaşını da getirir. Arkadaşı ilk paragrafta da bahsettiğimiz Bazarov’dur. Arkadiy’nin annesi yoktur ve babası çiftliğinde abisi Pavel, Feniçka adında bir köylü kızı ve hizmetçilerle birlikte yaşamaktadır. Pavel eski bir subaydır; İngiliz özentisi bir Slavsever ve muhafazakardır. Gençliğinde bir kadına aşık olmuş ve bu aşktan istediği sonucu alamayınca iradesini yitirmiş. Geçmişinden geriye hiçbir şey kalmayınca da kardeşinin çiftliğine yerleşmiştir. Buradaki hayatı İngilizce kitaplar okuyarak ve bir İngiliz gibi giyinerek, çiftlik işleriyle uğraşmakla geçmektedir. Bazarov, çiftliğe adımını atar atmaz dönemin serf Rusya’sına fazlasıyla yabancı olan devrimci prototip görünümü Arkadiy’nin babası Nikolay’ın ve amcası Pavel’in dikkatini olumsuz yönde çeker. Eski kafa soylu muhafazakarlık ve devrimci nihilizmin ilk çatışması gerçekleşir. Bazarov, soyluluğa, sanata, dini inançlara ve tüm geleneklere karşı bir insandır. Bu durum haliyle Pavel Petroviç’i rahatsız eder; çünkü bu karakter tam da Turgenyev’in çizmek istediği gibi köylüden ve halktan kopuk ama kendini halka yakın gibi hisseden, mevcut düzen içerisinde bir şeylerin değişeceğinden ödü kopan tipik bir Rus soylusudur. Bazarov ve Pavel arasındaki bu çatışma ilk başta sonuca götürecek olan bir olay gibi görünmektedir. Zira ikili birbirinden öldüresiye nefret eder ve eserin ileriki sayfalarında birbirleriyle düeollaya bile tutuşurlar.


Bazarov, soylulara karşı ne kadar düşmansa köylü kızı Feniçka ve hizmetçilere karşı da bir o kadar dostça davranır. Kendisinin bir köy hekiminin oğlu olması daha alt sınıftan insanlara yakın olmasına sebep olur. Bazarov’u kendilerine yakın hisseden hizmetçiler onu çabucak severler. Doğanın dışında her şeyi reddeden Bazarov, gündüzlerini bilimsel deneyler yapmakla geçirir. Ona göre doğa bir iş yeri insan ise işçidir. Pozitif bilimlere olan inancı her şeyin üstündedir. Puşkin okumayı gereksiz olarak görür ve bir kimyacının ondan kat kat daha faydalı olduğunu düşünür. Nikolay ile çello çaldığı için alay eder. Belki de Bazarov karakterinin tüm devrimci profili ve soylu karşıtlığına rağmen dönemin eleştirmenleri tarafından benimsenememesinin nedenlerinden biri de bu sanat karşıtlığıdır. En nihayetinde nihilizm bunu gerektirmektedir.


Turgenyev’in kurduğu bu çatışma dönemin Rus gençlerini oldukça etkilemiştir. Bu dönemde gençler tarafından köylere yapılan göç artmıştır. Zira köylü doğal bir “sosyalist”tir. Kendi üretir kendi tüketir ve tamamen kendine yetmek için çalışır. Gençlerdeki bu ateşlenmenin elli yıl sonra nelere yol açacağını muhtemelen hepimiz biliyoruzdur. Bazarov’un nihilizmi hem gençleri etkilemiş hem de Sovyet Rusya’nın temellerini oluşturacak felsefeden birisi olmuş. Bazarov’un nihilizmi diyoruz; çünkü o döneme kadar nihilizm bu kadar edebi bir şekilde yazına dökülmemiştir. Turgenyev’in başarısı nihilizmi başarılı bir şekilde anlatmasından mı kaynaklıydı yoksa bir köy hekiminin oğlu olan Bazarov’un soyluların karşısındaki duruşunun alt sınıftan gençlere örnek olması mıydı bilemiyoruz; ancak bu romanın koca bir ülkenin kaderini değiştirdiği açıktır. Hem fikirleri hem de eylemleriyle birlikte Bazarov, devrimci gençler için çok iyi bir model teşkil etmektedir.


Turgenyev’in aşkı konu edişi de pek tabii ki sıradışıdır. Bazarov aşka inanmaz. Pavel Petroviç’le de romantik olduğu için alay etmektedir. Arkadiy’nin evliliğin gerekliliğine ilişkin sözlerinden dolayı ne kadar büyük bir hayal kırıklığına uğradığını da dile getirir. Aşk ve evlilik özgürlüğü kısıtlayıcı şeylerdir. İradeyi elden alır. Tüm bunları düşünmesine rağmen komşu çiftliğin sahibi Odinstova’ya aşık olmaktan kurtulamadığını da görüyoruz. Aşka inanmayan birisinin aşık olması oksimoron gibi gelebilir; fakat bu aşk olumsuz sonuçlandıktan sonra hemen etkisinden kurtulması ve normal hayatına devam etmesi iradesinin ne kadar kuvvetli olduğunu göstermektedir. Pavel Petroviç’le kıyaslandığında Bazarov onun aksine bir kadın için hayatını mahvetmemiştir.


Bazarov’un insana olan bakışı da farklıdır. Bütün insanların ormandaki bir ağaç gibi olduğunu ve tüm ağaçlar hakkında fikir sahibi olabilmek için tek bir ağacın incelenmesinin yeterli olacağını ifade eder. Buradan bir eşitlik tanımı yaptığını da düşünebiliriz, psikolojiyi reddettiğini de. Eşitlik bakımından baktığımızda yine Sovyet Rusya’nın ideolojisinin bir başka özelliği karşımıza çıkmaktadır. Bütün insanlar eşittir. Eşit ücret ve hizmet alırlar. Bazarov’un düşünceleri arasında bu var mıydı bilmiyoruz; sözün üzerine biraz düşündüğümüzde ve karakterin etkisinin sonuçlarına baktığımızda aklımıza bu benzerlik de hemen gelmektedir.

Turgenyev’in babası süvari albayıdır. Annesi Varvara soylu bir ailenin kızıdır. Çocukluk döneminde annesinin toprak kölelerine karşı kötü davranışlarına şahit olmuştur. Belki de onun kafasındaki devrimci ve soylu karşıtı düşünceleri bu yaşadıkları şekillendirdi. Eserinde de birçok noktada Bazarov’dan yana çıkmış, Pavel ve Nikolay’ı olumsuz karakterler olarak resmetmiştir. Bazarov’a gelen olumsuz eleştiriler hakkında Turgenyev şu sözleri sarfetmiştir; “ Bazarov benim sevgili çocuğumdur, bu akıllı, bu kahraman kişi bir karikatür olabilir mi? Onun benim yarattığım tiplerin en sempatiklerinden olduğunu fark etmiyor musunuz? O iliklerine kadar demokrat, dürüst ve gerçekçidir. Romanım tümüyle ilerici bir sınıf olarak soylulara karşıdır. Pavel Petroviç’in, Nikolay Petroviç’in çehrelerine bakınız. Zayıflık, uyuşukluk ve dar kafalılık. Estetik duygu beni, konumu daha iyi açıklığa kavuşturabilmem için, soylu sınıfın özellikle en iyi temsilcilerini seçmeye zorladı: Kaymak böyle ise, süt nasıldır?”


Yazarlık için dış işleri bakanlığından ayrılan ve annesini karşısına alan bu adamın bu romanı nihilizmi anlamak, devrimci bir gencin bakış açısından bakabilmek ve Bolşevik ihtilaline giden süreçte Rus gencinin ruh halini anlayabilmek bakımından okunmaya değerdir. Zaten boşuna dünya klasiklerinin demirbaşlarından birisi olmamıştır.

 
 
 

Comments


bottom of page